Haberde insan

Çocuklarını büyüttükten sonra 3 üniversite bitirdi, şimdi de yüksek lisans yapıyor

Çocuklarını büyüttükten sonra 3 üniversiteden mezun olan ve şimdiki hedefi başladığı yüksek lisansı tamamlamak olan Melahat Ürkmez, "Fakültede eğitim görürken öğrencilerin bazıları çocuklarım hatta bazıları torunum yaşında. Onlarla ders yaparken mutlu oluyorum. Aslında yaşımı da unutuyorum, kendimi genç sanıyorum" dedi.

Çocuklarını büyüttükten sonra 3 üniversiteden mezun olan ve şimdiki hedefi başladığı yüksek lisansı tamamlamak olan Melahat Ürkmez, "Fakültede eğitim görürken öğrencilerin bazıları çocuklarım hatta bazıları torunum yaşında. Onlarla ders yaparken mutlu oluyorum. Aslında yaşımı da unutuyorum, kendimi genç sanıyorum" dedi.

Konya’da yaşayan yazar Melahat Ürkmez (66), lise yıllarında babasının isteği üzerine üniversiteye gitmedi. Daha sonraki yıllarda kendi çabası ile derslerine çalışan Ürkmez, aynı zamanda hikaye ve roman yazmaya başladı. Evlendikten sonra 3 çocuğuyla ilgilenen Ürkmez, okuma ve yazma sevdasından hiç vazgeçmedi. Çocuklarını büyüttükten sonra Halkla İlişkiler Bölümü, Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü ve İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden mezun olan Ürkmez, şimdilerde KTO Karatay Üniversitesi Tarih Bölümünde yüksek lisans yapıyor. Burada bazıları çocukları bazıları ise torunları yaşındaki öğrencilerle ders işleyen Ürkmez, onların yanında kendisi genç hissettiğini ifade etti. Köşe yazıları, hikayeleri ve romanları olan Ürkmez, kitap okumanın zevkini alanların hiç kitap okumaktan vazgeçmediğini söyledi.

"Babam o zamandaki karışıklıklar yüzünden göndermedi"

Liseyi bitirene kadar Konya’nın Hadim ilçesinde eğitim gördüğünü anlatan Melahat Ürkmez, "İlk, orta ve lise tahsilimi Konya’da tamamladım. Lise bittikten sonra o zamanlar ön kayıt sistemi vardı. Yüksek bir puan almıştım, Hacettepe Üniversitesi’nin birçok bölümü tutuyordu. Ama babam o zamandaki karışıklıklar yüzünden göndermedi. Sonra Türkiye Halk Bankası sınavına 500 kişi girdik ve 2 kişi kazandık. Daha sonra da Türkiye Halk Bankası’nda memur olarak çalışmaya başladım. Burada çalışırken de tekrardan üniversite sınavına girdim. Sonrasında da evlendim, 3 çocuğum oldu. Onları büyüttükten sonra benden Japon bir arkadaşım tarafından roman yazmam istendi. Ben de olur mu olmaz mı derken ilk olarak bir hikaye yazarak yarışmaya katıldım. Eğer ki burada derece alırsam o zaman da romanı bitiririm diye düşündüm. Ömer Seyfettin Hikaye Yarışmasına hikayemi gönderdim. Hikayem de dereceye girdi. Ondan sonra da ‘bende hala bir şeyler kalmış’ diyerek roman yazmaya başladım. Romanımı bitirdim ve ’Okunabilir En İyi Roman’ seçildi" şeklinde konuştu.

"Aslında yaşımı da unutuyorum, kendimi genç sanıyorum"

Fakültede gençlerle birlikte ders işlemekten çok mutlu olduğunu belirten Ürkmez, "Fakültede eğitim görürken öğrencilerin bazıları çocuklarım hatta bazıları ise torunum yaşında. Onlarla ders yaparken mutlu oluyorum. Aslında yaşımı da unutuyorum, kendimi genç sanıyorum. Öğrenciler de sağ olsunlar çok saygılılar bana karşı. Sanki ben 17-18 yaşımdaki gibi derslere giriyorum, onlarla birlikte ödevimi yapıyorum. Bu durum beni çok mutlu ediyor. Bütün hanımlara da tavsiye ederim. Kimse yaşından dolayı okumaktan çekinmesin. Mutlaka okumak istedikleri ikinci, üçüncü üniversitelerini okusunlar. Hepsi hayallerini gerçekleştirsinler" diye konuştu.

"Okuma sevgisini bir kere kazandığınızda bir daha bırakamıyorsunuz"

Herkesin kitap okuması gerektiğini ifade eden Ürkmez, "Hanımlar vaktimiz yok demesinler. İnsan istedikten sonra illaki vakit bulur. Ben ne kadar yorgun olursam olayım yatmadan en az 2 saat kitap okurum. Bu durum çocukluğumdan gelen bir alışkanlık. Okuma sevgisini bir kere kazandığınızda bir daha bırakamıyorsunuz. Kütüphaneye geldiğim zaman kendimi okyanusun üstünde uçtuğumu hissediyorum. Bütün kitapları okumak istiyorum, o kitapların içine dalınca farklı bir dünya olduğunu anlıyorum. İnsan, kitap okuma zevkini bir alırsa çok getirisinin olduğunu ve özellikle ruhunu doyurduğunu hissedecek" ifadelerini kullandı.