Gündem

Mansur Yavaş’tan Silivri’de sert çıkış: "Hukuksuzluk ekmeğimizi bile küçültüyor!"

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Silivri Cezaevi'nde Ekrem İmamoğlu'nu ziyaret etti. Yavaş, “Ülkede hukuksuzluk hüküm sürüyor, bunun bedelini ekonomik kriz ve yoksulluk olarak ödüyoruz” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Silivri'de Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda bulunan Ekrem İmamoğlu'na ve diğer tutuklulara ziyarette bulundu. Yavaş, ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, “Cumhuriyet Halk Partili belediyelere çok yoğun bir saldırı var. Hiçbirimiz yargılanmaktan kaçmak gibi bir düşünce içerisinde değiliz. Bu uygulamanın, eşit bir şekilde herkese uygulanması lazım. Soruşturmaların gizli olması gerekirken soruşturmaya ait bilgiler yayılıyor. O yetmiyor hatta bazı yorumcular, yargılamada nelerin olacağını anlatıyor. Bu hukukun siyasallaştığını gösterir. Ankara’da 100’e yakın doya verdim ben. Bugüne kadar Sayın Gökçek, ifadeye dahi çağrılmadı. Dolayısıyla bir hukuksuzluk ülkemizde hüküm sürüyor ama bunun sonucu ülkeye ekonomik kriz, daha az ekmek olarak dönüyor” dedi

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş, Silivri Cezaevi’nde Ekrem İmamoğlu ile diğer tutukluları ziyaret etti. Ziyaretinin ardından açıklama yapan Yavaş, şunları söyledi:

“Ekrem Başkanımızı ziyaret ettik, geçmiş olsun dedik. Kendisinin morali gayet iyi ve bugünlerin geçeceğine inanıyor. Moralli gördük çünkü kendisinin suçsuz olduğuna inanıyor. Biz de basından elde ettiğimiz bilgilere göre, kendisinin bu soruşturmadan aklanarak çıkacağına inanıyoruz. Herkese çok çok selamları var. Daha sonra Genel Başkan Sayın Ümit Özdağ’ı, belediye başkanlarımızı ziyaret ettik. Tutuklu olanları da daha önce ziyaret etmiştik, onları da tekrara ziyaret ettik. Maalesef hukuka olan güvenin gittikçe zayıfladığı bir ülkede, sanki belediye meclisi burada toplanıyormuş gibi pozisyon olmuş, bütün belediye başkanları burada. Inşallah bu kötü günler geçecek.

"Bazı yorumcular, yargılamada nelerin olacağını anlatıyor"

Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanları olarak, daha yakın zamanda yaptığımız ankette ülkedeki memnuniyet oranı yüzde 58 çıktı. Bu memnuniyet, daha önce başka iktidarı, belediyeyi görmeyen halkta olumlu etki yaptı. Bu da şunu gösteriyor: İktidar değiştiği zamanda vatandaştaki memnuniyetin artacağı. Dolayısıyla bizler yüzde 70 civarında vatandaşı yerel olarak yönetiyoruz. Artan memnuniyetin sonucu, iktidarın değişmesinin sonucunu doğuracak. Bu nedenle Cumhuriyet Halk Partili belediyelere çok yoğun bir saldırı var. Hiçbirimiz yargılanmaktan kaçmak gibi bir düşünce içerisinde değiliz. Elbette yargılanalım, suçu olan cezasını da çeksin ancak yapılan bu uygulamanın, herkese eşit bir şekilde herkese uygulanması lazım. Örneğin masumiyet ilkesi, lekelenme ilkesi ihlal ediliyor. Soruşturmaların gizli olması gerekirken daha odadan çıkar çıkmaz binlerce mesajla bütün Türkiye’ye gizli olması gereken soruşturmaya ait bilgiler yayılıyor. O yetmiyor hatta bazı yorumcular, yargılamada nelerin olacağını anlatıyor. Bu hukukun siyasallaştığını gösterir. Tutuksuz yargılansın, deliller halkın önüne açılsın, rahat bir şekilde herkes hesabını versin. Ankara’da 100’e yakın doya verdim ben. Bugüne kadar Sayın Gökçek, ifadeye dahi çağrılmadı. Dolayısıyla böyle bir ortamda hukuktan ve adaletten bahsetmek mümkün değil. Sayın Özdağ’ın tutukluluğu, 2 ayı geçti, ortada iddianame yok. Yine diğer belediye başkanları... Sadece Ahmet Özer hakkında iddianame açıklanmış. Dolayısıyla bir hukuksuzluk ülkemizde hüküm sürüyor ama bunun sonucu ülkeye ekonomik kriz, daha az ekmek olarak dönüyor.

"1 günlük özgürlüğünüzden mahrum kalmanın bedeli var mıdır dünyada?"

Bizim hukuktan başka sığınacak yerimiz yok. Demokrasi olması için de hukuka herkesin güvenmesi, adil bir hukuk sistemi lazım. Bunun için de her zaman iddia ediyorum: Kuvvetler ayrılığını oluşturacak şekilde parlamenter sisteme geçilmesi gereği, gün geçtikçe kendini gösteriyor. Şöyle bir şey olmaz: Akşam biri konuştuğu zaman, yargı hemen bu işe el koyup ifadeye çağırıyorsa burada ne fikir özgürlüğünden ne demokrasiden bahsedilebilir. Üstelik bu da yapılırken sosyal medya üzerinden yapılan çirkin ifadeler karşısında bir kısmı sessiz kalırken bir kısmı da eleştiri dahi olsa tutuklanıyor. Örneğin gençler tutuklanıyor, otobüsün üzerine çıkıp konuşuyor. Bu konuşma kayıtlı, bunun suç olup olmadığına mahkeme karar verecek. Halk TV örneği gözümüzün önünde. Kaç gün tutuklu kaldı Suat Bey, sonunda beraat etti. Elinizi vicdanınıza koyun, 1 günlük özgürlüğünüzden mahrum kalmanın bedeli var mıdır dünyada? Dolayısıyla tutuksuz yargılamanın esas olamsı lazım. Sonunda mahkeme yargılamasını yapar, tanıklar dinlenir, eğer suçlu varsa mahkum olur ve cezasını çeker. Sistemin böyle yürümesi lazım ama biz önce içeri atıp cezalandırıyoruz sonra yargılayacağız diye uğraşıyoruz. Bazı olaylar var artık yargılamaya gerek kalmadı çünkü peşinden ceza çektirilmiş oluyor. Hepimizin dileği bu arkadaşlarımızın tamamının tutuksuz olarak yargılanmaları ve kendilerini orada rahat bir şekilde savunmalarıdır. Gizli tanıklarla falan bu işler yürümez. Gizli tanık eğer bu şekilde yol edilirse, herkes hakkında bir gizli tanık bulmak mümkündür. Dolayısıyla biz, ‘hukuk, hukuk, hukuk’ diyoruz. Hepimizin sığınacağı ve hepimize bir gün lazım olacak tek müessese ülkemizde hukuktur. Devletin dini adalettir.

"Gazetecilerin de yaptıkları haberlerden dolayı tutuklanmalarını son derece yanlış buluyoruz"

Yavaş, gazetecilerin tutuklanması hakkında ise şöyle konuştu:

“Sizin mesleğiniz bu olduğu için bugün buradasınız. Mesleğinizi yaptığınız için tutuklanmanız ne kadar yanlış. Bütün dünyada basın özgürlüğü esastır. Yasama, yürütme, yargı ve basın hürriyetidir. Bunu da sizler vasıtasıyla insanlar olayları duyuyor ve görüyorlar. Dolayısıyla gazetecilerin de yaptıkları haberlerden dolayı tutuklanmalarını son derece yanlış buluyoruz.”

Büyükşehir Belediyesi'ne açılan soruşturmalara değinen Yavaş "9 mesai arkadaşımız hakkında soruşturma izni verildi, onlarla ilgili itirazlarını yapıyorlar. Itirazlarının sonucunda eğer yargılanmalarına karar verilirse onlar da yargılanacaklar, en azından kendilerini savunacaklar, bilirkişi raporları incelenecek. Gerçek ortaya çıakcak, suçlu varsa cezasını çekecek. Hiçbir zaman hiç kimseyi savunmuyoruz" diye konuştu.