İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından önemli satırbaşları:
Bu mübarek Ramazan'da İsrail saldırıları altında gün boyu oruç tutan tüm mazlumları, zalimlere boyun eğmeyen Filistinlileri partim adına hürmetle selamlıyorum.
Ramazan bayramınızı şimdiden yürekten tebrik ediyorum. Rabbimden bu mübarek günler hürmetine bizleri bereketi ile kuşatmasını, zulüm altındaki kardeşlerimizi bir an önce refaha kavuşturmasını niyaz ediyorum.
AK Parti'de eski diye bir kavrama yer yok
81 vilayetimizin her karışında, bütün mahalle ve köyleri de 1 ay boyunca bir gönüle daha girmek, bir yaralı kalbe daha dokunmak için koşturan yol arkadaşlarıma özellikle siz milletvekillerine şükranlarımı sunuyorum. Grup toplantısında yapacağımız istişare ve değerlendirmelerin hayırlara vesile olmasını diliyorum. AK Parti'de eski diye bir kavrama yer yoktur. Partimizin temsilcisi olduğu kutlu davaya bağlılığını ifade eden herkes ebedi ve ezeli AK Partilidir.
Yola çıktığımız ilk günden beri biz milletimizle gönül bağımızı güçlendirmeye çalıştıkça birileri de nifak çıkarmanın peşinde koştu. Bu çabaların bir kısmı ideolojik saplantılardan kaynaklanıyor. Zaman içinde bu tür endişelerin boş olduğunu kendileri de anladılar. 23 yıl boyunca en büyük tepkiyi, nefreti de bunlardan gördük. Bize yönelik husumetlerin bir kısmı da soygun çarkını bozmamızdır. Kimi zaman Gazi Mustafa Kemal'i, kimi zaman Batı'yı, kimi zaman da milletimizin çeşitli kesimlerinin inançlarını istismar eden bu yağmacıların kuyruk acısı hala dinmedi.
Türkiye'ye ve Türk milletine varoluşsal düşmanlık besleyen çevreler ise her iki cenahı da kendi amaçları doğrultusunda tepe tepe kullanmışlardır. Türk ekonomisinin batırılması için çalışmak dahil, 5. kol faaliyetlerinin bu kadar yaygın ve pervasız yürütülmesinin gerisindeki sebeplerden biri, kendi çıkarını her şeyin önünde tutan köksüzlerin sayıca fazla olmasıdır.
Geçtiğimiz 100 yılda bu ülkeye ve millete hangi kazanımları sağladıysak, işte bunlara rağmen, bunların sabotajlarına, ihanetlerine rağmen başardık. Evet, bunca yılı yıkılmadan, dimdik ayakta geçirdik ama karanlık cinayetlerle kaos çıkarma niyetinde olanları da, bize Cumhurbaşkanı seçtirmemek için darbe çığlıkları atanları da, FETÖ'nün ihanetlerine piyonluk yapıp tanklarına alkış tutanları da, terör örgütlerinin sınırlarımıza ve şehirlerimize saldırılarından medet umanları da asla unutmadık.
Türkiye ekonomisine, milletin refahına yönelik her türlü sabotajın hesabı yargı önünde sorulacak
Başları her sıkıştığında ülkemize uluslararası müdahale çağrısında bulunanları, siyasi mücadele ile beceremediklerini ekonomiyi çökerterek elde etme hesabı yapanları, sosyal farklılıklar üzerinden milleti birbirine düşürmeye çalışanları, deprem felaketini dahi hezeyanlarına alet etmeye kalkanları, ülkeyi ve milleti ateşe atacak kadar gözü dönmüşleri asla unutmadık, unutmuyoruz. Hem milletimiz hem devletimiz bunların hepsini, gerektiğinde hesabı tek tek sorulmak üzere belleğine kaydetmiştir. Bundan sonra da Türkiye ekonomisine, milletin refahına yönelik her türlü sabotajın hesabı yargı önünde sorulacaktır. İhanete bulaşanlar adalete hesap vereceklerdir. Milletin kardeşliğine pusu kuranlar adalete hesap verecektir. Bunun adı kör düşmanlık, rövanşizm değil, milli iradenin refleksi, devlet olmanın gereğidir. Elbette siyasetçi olarak herkes gibi insanların da değişeceğini kabul ediyoruz. Kuzu postuna bürünmüş sırtlanları, fitnecileri, yanımızda dolaşan riyakarları da çok ama çok iyi biliyoruz.
Türkiye'nin kaderiyle AK Parti'nin ve Cumhur İttifakı'nın kaderi iç içe geçmiştir
Siyasette beyan karinesi esastır. AK Parti'nin kapısını çalıp selam veren herkesi içeriye buyur etmekle mükellefiz. Sokak sokak, ev ev dolaşıp insanları bu çatının altına davet etmek en başta gelen vazifemizdir. Partimizi teşrif eden kişilere inancını, kökenini, meşrebini değil ihtiyacını, beklentisini, sıkıntısını sorup bunların çözümü için gayret göstermekle sorumluyuz. Türkiye'nin kaderiyle AK Parti'nin ve Cumhur İttifakı'nın kaderi iç içe geçmiş, bütünleşmiştir. Son dönemdeki gelişmeler bu tespiti çarpıcı şekilde ispatlar niteliktedir.
Yamyamlığın kitabını yazdılar
Cumhur İttifakı olarak Türkiye Vizyonu ile 2023 seçimlerini kazanıp Cumhurbaşkanlığı'nı aldık ve Meclis'te çoğunluğu sağladık. Geçen yıl belediye seçimlerinde kayıplarla karşı karşıya kaldık. Şu veya bu sebepten belediyelerde yaşadığımız kayıpların hem şehirlerimize hem ülkemize nasıl büyük maliyetler getirdiğini görüyorsunuz. Yanan otobüslerin, çalışmayan merdivenlerin, aksayan hizmetlerin suçu bile İstanbullu kardeşlerimize yükleniyor. Belediyelere aktarılan kaynakların birilerinin şahsi hırsları ve çıkarları için kullanıldığı ortaya çıkıyor.
İstanbul'un büyükşehir ve bazı ilçe belediyeleri ile yolsuzluk, hırsızlık konusunda yamyamlığın kitabını yazdığı anlaşılıyor. Usulsüz diploma ile başlayıp bütün şehri adeta bir ahtapot gibi saran, rüşvet ile devam eden rezilliklerin boyutu gün yüzüne çıkmış oldu. Güya yakıt tankeri ile taşınan milyonlarca liralık sebze meyveden İstanbul halkının mahrem bilgilerinin yabancılara peşkeş çekilmesine, hırsızlıklardan tetikçilere varıncaya kadar her türlü hukuksuzluk var. Öyle ki, İstanbul'un CHP'li belediyelerindeki yolsuzlukları dizi yapmaya kalksanız, Brezilya dizilerinden daha fazla malzeme ile karşılaşırsınız. Henüz bunlar heybedeki büyük turplar ortaya dökülmeden yargının elde ettiği suçlar. Heybedeki büyük turplar ortaya saçıldığında bunların kendi yakınlarının suratlarına bakacak yüzleri dahi kalmayacak. CHP yönetimi iddiaları aydınlatmak yerine ucuz siyasete yönelmeyi tercih ediyor.
CHP yönetimi insanları sokağa döküp ülkede kaos çıkarmaya çalışıyor
CHP yönetimi insanları sokağa döküp ülkede kaos çıkarmaya çalışıyor. Çalana değil, yakalayana kızıyorlar. Yolsuzluğa bulaşanları savunuyorlar. İşbirliği yaptıkları marjinal örgütlerin rezaletlerini sahiplenerek girdikleri tehlikeli yolu iyice içinden çıkılmaz hale getiriyorlar. Bütün bunların faturasını bize, hükümetimize keserek gerçekleri ters yüz etmeye çalışıyorlar. Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına esas olan bilgi ve belgeleri getirenler CHP'lilerin bizzat kendileridir.
Partiniz içindeki ihbarcılık yarışına niçin bizi karıştırıyorsunuz? Soyguncular birbirine girmiş, suç ortakları birbirini satmış ve gidip polise, yargıya ihbar etmiştir. Şu an bunun artçı sarsıntılarına şahit oluyoruz. Yürütmenin başı olarak her kurumun işini en iyi şekilde yapmasını gözetiyoruz.